24 Şubat 2016 Çarşamba

Aforizmalar

henüz soğuk bir mezar taşını öpüp ağlamıyorsanız hala ailenizi öpmek için fırsatınız var demektir.

hayat dışarıdan hoş görünen, loş, bir o kadar da cezbedici bir kerhane. dışarıdan albenisi var fakat içeriye girdikten bir süre sonra bıkıyorsun.

kadınların bir kısmı evvela gözlerine değil, kalçalarına bakılsın ister. işte bu kadınların bir kısmı da, gözlerine bakmak istediğimiz kadınlardan oluşur. biz göz atarız, onlar göt atar.

hayatın kısalığı mutluluğunuza göre değişir. mutlu birine hayat çok kısa gibi gelirken mutsuz biri için uçsuz bucaksız cehennem gibidir.

politikacıların konuşmaları, sütlü kahve gibidir: ekonomik terörün siyahlığına beyaz umut köpüğü eklerler.

"ilkbaharda çiçek açarsan insanlara, sonbaharda yaprakların dökülüyor diye sızlanmayacaksın. yaz aylarında polenlerinse yüzündeki gülücükler, yalnızlığın soğuğunda solmaya hazır olacaksın. insanlar dört mevsim, hangisinde doğarsan doğ, bir sonrakine hazır olacaksın.."

önce konuşur, sonra düşünürüz. eğer önce düşünüyor olsaydık, konuşmuyor olurduk.

geleceği deneyimler şekillendirir,yaşadığımız hayat bir ihtimal,belki bir şans eseri olmuştur ki bu hayat bazı ufak hatalar sonucu oluşamayan binlerce hayattan belki de en kötüsüdür,o nedenle bu kadar nadir bir şansa erişen varlık bu ihtimalin tekrar olasılığı düşük olduğundan her zaman en kötü ihtimalleri düşünmelidir,mesela bugün bir sevgilin olabilir,ama bir ayakkabın var diye vitrinlere bakmayı bırakmamalı.

şu hayatta şanssızlık dediğim şeyler tek şansımdı hep.

cahil bir toplum, özgür bırakılıp kendine seçim hakkı verilse dahi, hiçbir zaman özgür bir seçim yapamaz. sadece seçim yaptığını zanneder. cahil toplumla seçim yapmak, okuma yazma bilmeyen adama hangi kitabı okuyacağını sormak kadar ahmaklıktır! böyle bir seçimle iktidara gelenler, düzenledikleri tiyatro ile halkın egemenliğini çalan zalim ve madrabaz hainlerdir.

bahaneler olmasa insanoğlu çıplak kalır. vicdanın örtüsüdür bahane, sımsıkı tutunduğumuz.

insanlar çevremde olmadıkları zaman kendimi daha iyi hissediyorum. insanın olduğu yerde her zaman sorun vardır. bilemiyorum, belki de sorun bende; ya da dilimden düşmeyen keşkelerde.

yedi milyar insan ve belki on dört milyar degil ama en az on milyar farklı yüz. insanlar fazla, insanlar tuhaf. yüzler fazla, yüzler değişik. bilemiyorsun, tanıyamıyorsun.

kaos ve gerçek
"kaos ve gerçek insan aklının alamadığı en tehlikeli ikili. karmaşık evrenin düzenini anlamadığımız sürece atmosfere hasip, karmaşık beynimizin düzensizliğine alışmadığımız sürece kendimizi bastıran inançlarımızın kölesi olmaktan ileri gidemeyeceğimiz. kaos gerçektir, gerçekler düzensiz ve her düzensizliğin sistematik bir karmaşası vardır."

en tatlı kabuslar
"dünyanın en güzel hayallerinin kurduğu tatlı bir tuzaktı içimizdeki yalancılığın ve bencilliğin kanlı dişleri, ne zaman kollarına atladıysak aşkın yutuldu hislerimizin tüm tazeliği.. bizler insan olmak için çabalamak zorunda kalan vahşilerdik, tek bildiğimiz insan eti yemekti ne zaman dişimize göre bir sevda görsek!"

doğal ölüm
"biz istesek de reddedip yok etsek de tenimizde doğacak bir doğa karıştığımız topraklar içinde.. yeniden doğacağız, doğal olarak ilk seferinde. doğumumuz da olmak üzere o kadar yapaylaştık ki bir tek doğal bir ölüm kaldı elimizde doğaya verebileceğimiz son hediye, verdiğimiz onca zarar üzerine."


imse kimseyi kandırmasın. yok mutluluk, çok para, huzur, güven, şevkat. ne bu topraklarda, ne başka diyarlarda.

yalnız doğdun yalnız öleceksin işte. neden bu ikisinin arasında çırpınıyorsun ki? kendini mutlu edemezken neden başkasını etmeye çalışıyorsun ki?

herkes gibi ölmeyi bekle, buradan giden varsa yoksa sevaplar günahlar, o da inanıyorsan.