zaman ne çabuk geçiyor
daha yaşayamadan hayatı,
sevemeden bir kadını
ne çabuk geçiyor!
zaman ne çabuk geçiyor
daha yanaklarını sıkamadan bir çocuğun
topraktan kopartılan bir sebzenin kokusunu alamadan
zaman,
ne çabuk geçiyor!
zaman ne çabuk geçiyor
kurtuluşunu göremeden bir ülkenin
aydınlık bir geleceğe umutla bakamadan
ne çabuk geçiyor!

sen varken
ben bir şehirdeyim ki
mesut akşamları
beyaz kuşlar taşır gagalarında.
ben bir şehirdeyim ki
mevsim boyunca seni düşünürüm.
sen varken yalnız değilim bu şehirde.
oturup konuşabiliyorum
hatta gezinebiliyorum sokaklar boyunca
ya sen olmasan!

duracağım burada
gidişini seyredeceğim
kıpırtısız,sakin gibi görüneceğim
kavgasız olacak, fırtınasız olacak,
saçma sapan olacak,
organlarım birbirine vuracak,
arkadan sessiz bakacağım.
ben yine salağı oynayacağım

uyandık yeni bir güne
tecavüzlerle , kadın cinayetleriyle
şehit haberleri , iş kazası haberiyle
cık cık ne olacak bu ülkenin hali dedik
devam ettik işimize
doğuda devam ederken savaş
batıda güldük, ağlanacak halimize
sokakta gördükce mültecileri
sert sert baktık suratlarına
görmemezlikten geldik
küçücük çocuklara tecavüz ederken kötü insanlar
bir olup ses çıkarmaktan yoksun olduk
çünkü korktuk
ciğeri beş para etmeyen insanlardan korktuk
siyasi hırs yapan köpeklerden korktuk
sorsalar biz korkusuzduk
sorsalar biz adaletli
sorsalar biz
insandık.